Süreç: İnsan

Kalite yönetimi ve süreç iyileştirme çalışmalarının ortaya çıktığı ve geliştiği sektörler üretim sektörleridir. Üretim sektöründe, problemlerin temel nedenlerini (root cause) bulmak ve iyileştirmeler yapmak için “neden-sonuç” ilişkisini kullanmak genelde faydalı sonuçlar verir. Problem bulunur, süreç değiştirilerek iyileşir, kalite artar. Günümüzde yazılım geliştirmeyi hedef alan süreç iyileştirme modellerinin de temelleri üretim sektöründeki tecrübelere dayanır. Bu modellerin birçok faydası olmasına rağmen, genelde insan faktörü göz ardı edilir. 

Yazılım geliştirme, birçok farklı kişiliğe ve yeteneğe sahip insanın bir araya gelip gerçekleştirdiği, insan beyninin sürekli yeni şeyler ürettiği bir olgudur. Ortaya çıkan sorunların nedenlerini bulmak, neden-sonuç ilişkileri kurmaktan fazlasını gerektirir. Çünkü bu sorunların genelde tek bir nedeni yoktur ve çözümleri bulmak insan iletişiminin kompleks bir yapıya sahip olduğu bir ortamda çok zordur.

Bu ortamlarda iyileştirme yapmanın temel yolu, insanları tüm süreçlere dahil ederek, sistemi ve süreçleri insanların beklentilerine ve özelliklerine göre revize etmekten geçer. İnsan aklına dayalı ortamlarda yapılabilecek en iyi süreç iyileştirme etkinliği, insanların (iç) motivasyonlarını arttırarak, sahiplenme ve takım aidiyeti kavramlarını oluşturmaya çalışmaktır. Böylece insanlar daha verimli şekilde çalışabilirler.

Scrum’ın tanımı Scrum Guide’de aşağıdaki şekilde verilir. 
“A framework within which people can address complex adaptive problems, while productively and creatively delivering products of the highest possible value.“

Agile ve Scrum hayatımızda artık çok fazla yer tutmasına rağmen, genelde müşterilerin beklentileri üzerindeki değişkenliği çözmeye çalışıyoruz. Geliştirmenin yapıldığı takımların içindeki insanların beklentilerini bir kenara bırakıp, Scrum’ı sihirli değnek olarak görüyoruz. Sonuç olarak, Scrum’ın insanlara zorla uygulatılmaya çalışılan süreçlerden farkı kalmıyor ve haftaları “Sprint” olarak nitelemekten öteye gidemiyoruz. 

Agile Manifesto’nun ilk ifadesi aşağıdaki gibidir:
“Individuals and interactions over processes and tools”

Herhalde en çok yanlış yorumlanan ifadelerden birisidir. Takım üyeleri, bu cümleyi kendilerine hiçbir sınırın ve kuralın olmadığı bir ortam oluşturmak için ilham kaynağı olarak kullanır, Agile mindset’i Sprint’lerden ibaret olarak gören yöneticiler de ortaya çıkan durumu disiplinsizlik olarak niteler.

Süreçler her zaman gereklidir, ama insanların doğal yapıları gereği ortaya çıkan farklı durumlara göre sürekli değiştirilmeleri ve güncel tutulmaları gerekir. Süper süreç tanımları, takımdan birisi ayrıldığında yeni kişinin oryantasyon süreçlerinden geçerek ve tanımlı süreçlere göre iş yaparak eski kişinin yerini dolduracağı anlamına gelmez. Bu yaklaşım, takımdaki kişileri hepsi aynı boyutta ve aynı özellikte tuğlalar olarak görüp, duvardaki herhangi bir tuğlayı söküp, yerine yenisini koymak için prosedür tanımlamaktır.

Bir takımdaki ve kurumdaki insanlar ise doğal taşlar gibidir. Hepsi farklı boyutta, farklı özelliklere sahip taşlar… Bu duvardaki bir taşı çıkarmak daha zordur ve çıkarınca duvarın nasıl tepki vereceğini bilemezsiniz. Takımların da bireyler gibi kompleks kişilikleri vardır. Takımdan ayrılan kişinin yerine aynısını bulamazsınız; yeni bir kişi bulununca, takım kesinlikle eski takım olmaz ve (taşların yerine oturması için) beklemek gerekir. Süreçler de bu değişikliklere göre güncellenmelidir.

Süreç tanımları, insan merkezli, uygulanabilir ve değiştirilebilir bir şekilde yapılmalıdır. Temellerinde kurum kültürü ve takımların beklentileri yer almalıdır.

Kolay olan; bir araç bularak, süreçlerin bir kalite ekibi tarafından yazılması ve herkesin bu süreçlere uymasını beklemektir. Zor ve doğru olan ise; yazılım geliştirme dünyasında kalitenin insanlardan başladığını özümseyerek, her süreç adımına insanları dahil etmektir. (Yapılan işe ve kurum kültürüne uygun seçilmiş) insanlar, doğaları gereği zaten iyiye gitme eğilimindedirler.

Yazar : Murat NARMANLI

Blog Kategorileri